cesare prandelli

Prandelli’ye Beyaz Mendil

Geçen sene Mancini takımın başına geçtiğinde “Mancini mi Başarılı Olacak?” başlıklı bir yazı yazmıştım. Daha başladığında çekincelerimi ve öngörümü yazmıştım. Yazdıklarım da hemen hemen haklı çıktığımı gördük. Her ne kadar belirli (yeterli değil) karakteristik oyun ortaya çıksa da Türk takımlarının döküldüğü bir sezonda ikincilikten fazlası olmadı. Pahalı takımların yıldız oyuncuların hocası o takıma büyük transferler yapılmayacağını gördüğünde tasını tarağını toplayıp gitti.

Herkes yeni teknik direktörün kim olacağını merakla beklerken ve Mircea Lucescu ismi o kadar ön plana çıkmışken başarısız performansı sonrası kovulan teknik direktör Cesare Prandelli’nin apar topar takımın başına getirildiğine Mancini geldiği zaman ki kadar umutsuz değildim. Daha dar bütçeli oluşturulan kadrolarla takım oluşturmuş ve başarılı olmuştu nihayetinde. Sancılı bir hazırlık sürecinden sonra 3-4 lig maçından sonra oyun olarak bir toparlanma ve takım olma yolunda önemli bir adım olmasını bekliyordum.

Geçen zaman baktığımda Prandelli’nin aklından geçenleri herkes gibi ben de anlamakta zorlanıyorum. 3-4 ay zaman geçmiş bir takımda hala önümüzdeki maça hangi taktikle hangi oyuncularla çıkacağımızı kestiremiyorsak ve takım sahada Galatasaray gibi değil veteran takım gibi sahada 90 dakikayı tamamlayıp eve gitsek diye yeşil çim üzerindeler gibi davranıyorlar. Bir kaç oyuncu dışında istikrarlı oynamayan oyunculardan verim almaya çalıştığımız bir yapı içerisindeyiz. Tamam biz teknik direktörlük eğitimi almadık, Prandelli yıllardır takım yöneten bir teknik direktörü ama burada görünen o ki Prandelli Türkiye mantalitesiyle yaşamayı kabullenmeyip hepsi İtalyan futbol eğitimi almış gibi sürekli bir değişiklik içerisinde. 3’lü defans oynayacak altyapısı olmayan yabancı kısıtlaması nedeniyle acayip garanti paralar alan yerli oyuncu grubuna bunu anlatmak için ısrar eden ve sürekli geriye giden bir oyun, başarı kriteri sahaya bakmaksızın haneye yazılan 3 puan.

Abdurrahim Albayrak
Abdurrahim Albayrak

Biz Galatasaray aşıklarını hiç bir şekilde sahadaki kepazelikten dolayı ağlatmaya kimsenin hakkı yok. Sıkıya gelince gemiyi terkedecek adamlardan kurtulduğumuz bu yeni dönemde revizyon şart!

Oyuncu kalitesine bakmaksızın çıktığı her maçı kazanmayı hedeflemeyen, daha büyük bütçeli takımları yenmeyi aklında dahi geçirmeyen her 2 Şampiyonlar Ligi maçından sonra yaptığı “Şampiyonlar Ligi takımları çok güçlü bizim asıl hedefimiz 4. yıldızı takmak” diyen bir adamın Galatasaray’ın teknik direktörünü olmasını içime sindiremiyorum. Çok daha az yetenekli oyunculardan kurulu oyuncularla neler yapabileceğimiz yıllar önce Lucescu bize göstermişti 2000’li yılların başında.

Gelen yönetim için sıkıntılı bir süreç, gönderseler tazminat ödeyebilirler mi? Yerine kimi getirebilirler? vb sorular akla geliyor hemen. Yarın sabah hoca arayışına girse bir süre para almadan takıma katkı yapacak pek çok Türk hoca var. Ben ciddi ciddi Yılmaz Vural’ı görmek istiyorum takımın başında, çok aşırı toplama takımlarla neler yapabildiğini gördük hatta A2 takımıyla şu anki takımdan daha iyi olacağını düşünüyorum ki bu kadroyla neler yapabileceğini kestirebiliyorum.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir