0910200920 00

Pek çoğumuzun vazgeçemeyeceği, havasını bir kez alanın başka yerde nefes alamadığı, karşısına geçip boğazı seyrederken dertlerimizi kederlerimizin su gibi akıp gitmesini sağlayan beton yığınlarına aşık olduğumuz şehirsin sen İstanbul.

Damarlarından tarih fışkıran her milletin arzuladığı şehir, medeniyetleri kavuşturan milyonların sevgilisi büyük metropol, Türkiye’mizin kalbi, Avrupa 2010 Kültür Başkenti’sin sen İstanbul.

Yorgun bedeninde milyonları barındıran, zerre kadar katkı yapmadan bünyende asalak gibi yaşayan insanların pisliğini arındıran, taşın toprağın altın diye kırsalı umutlandıran, yaşadığın olağanüstü depremlere rağmen ayakta duran, sadece varlığınla bile dünyanın ağzını sulandıransın sen İstanbul.

Seni rahatlatmak için sana yapılan yatırımları kaldıramayacak kadar büyük olan, seni yaşanılır kılmak için uğruna harcanan trilyonları yutan, uzun yıllardır yapılan insafsız yağmalara aldırmayan, sana hükmeden vasıfsız yöneticileri hemen unutansın sen İstanbul.

. . .

Boyutu ne olursa olsun, iş çıkış saatine en az iki buçuk saat kala meydana gelen kaza seni bu kadar yoruyorsa, Kavacık’la uzaktan yakından alakası olmayan Avcılar’da Beylikdüzü’nde trafik duruyorsa, Maslak’tan Boğaz Köprüsü girişi 2 saat 15 dakika sürüyorsa “bir kazalık şehir”sin sen İstanbul.

1994’ten bu yana yaptığımız 4 büyük kazanın(!) yanında 3 – 4 saat trafiğin lafı olmayacağı bir kere daha ortaya çıktı.

Not: 09.10.2009 Cuma saat 20:00’da eve ulaştığımda yoğunluk haritasının hali buydu malesef.

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir