Motor taksi

Girişimcilik, en özet tanımıyla “kişinin kendine ait bir iş kurması” olarak adlandırılabilir. Bu tanımı genişletmek, derinleştirmek, geliştirmek mümkün hatta birden fazla tanımın doğru olabileceğini de kabul etmek gerekiyor. Burada girişimciliğin tanımı hakkında ansiklopedik bilgi vermeyi düşünmüyorum, hemen hepimiz tanımlamalara aşinayız ve ulaşabileceğimiz dev bilgi kaynaklarından bunlara ulaşabiliriz. Zaten girişimcilerin belirli ortak özellikleri olur ama bir kalıbı olmaz. Girişimcilik hususunda en fazla dikkatimi çeken husus “kendi işinin patronu” olma mottosuyla insanların girişim heveslisi gibi görünmesi, bazı yeterlilikler olmadan bunların dillendirilmesi komik durumlara neden olabiliyor.

Motor taksi
Türkiye için girişimcilik örneği: Motor taksi

Ülkemizdeki kavram kargaşalarından birinin “girişimcilik” kavramında yaşandığını düşünüyorum, bu kanaate terimsel olarak değil kişilerin bakış açılarını süzerek ulaştım. Doğrudan girişimcilik üzerine konuşulurken kurulan cümleler ve dolaylı yoldan konuşulurken üzerinden gidilen örneklere verilen tepkiler birbiriyle örtüşmüyor. Sektörel bir algı karmaşası da olabilir ama etrafımda girişimci ve girişimcilik ile ilgili konuşmalara analiz ettiğimde hep dijital odağında geçtiğini görüyorum. Girişimcilik etiketindeki herşeyin dünyaya yenilik getirip, olmayan birşeyi bulmamız manasına gelmiyor. Yani kimse sizden ıslak mendili keşfetmenizi beklemiyor! Herkesin görüşüne saygı duymakla birlikte daha önce başkaları tarafından uygulanan projelerin tekrarlanması veya çok(!) benzerinin yapılması girişimcilikten çok klon ve/veya klonculuk gibi algılanıyor. Bence daha geniş bir perspektif ile olaylara bakmak gerekiyor.

Mahallede ihtiyaç olduğunu görüp bakkal açmak, semtte özel mobilya tasarımı yapan firma olmadığı için mobilya atölyesi açmak, yurt dışından ürün ithal edip toptancılık yapmak, kişiye özel ürünler satan bir e-ticaret sitesi hazırlamak vb örnekleri çoğaltarak devam edersek hepsinin altında toplanacağı ortak payda “kar amacı” gütmeleri. İyi girişimci olup maddi manevi kazancı yüksek olan ve adını kimsenin bilmediği çok fazla örnek var etrafımızda. Mevcut ticari kazanımlar için risk almak ve emek harcamak gerekiyor. Fikirleriniz ne kadar parlak olursa olsun çözüme ulaşmak için öncelikle paraya ihtiyacınız var. Yakın geçmişte “biraz sermayem olsa bu proje ile çok önemli işler yapabilirim, çok para kazanabilirim.” diyen ve defalarca tekrar edilen bu cümleleri kuran arkadaşlarımızın sayısını bir düşünün.

Fikirlerinizin adı sermayenize göre değişir!

“Çılgın proje” olarak lanse edilen uçuk fikirlerin arkasında güçlü bir sermaye varsa kişi saygı görür, adı girişimci olur desteklenir hatta belki de imkansızı başarmak için yola çıkarlar, hatta ve hatta girişimcilik mertebesinde öyle noktaya gelirler ki fikirlerini almak için davet ettiğiniz yemeğin ücretinden çok daha fazlasını alırlar. Uygulaması daha kolay, verimi çok yüksek olabilecek ama sermayesiz fikirler ise sahibine deli etiketi kazandırabilir. İşte size somut örnek:

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir