istanbul oyuncak müzesi
istanbul oyuncak müzesi
istanbul oyuncak müzesi

“Sunay Akın’ın Hayali ve Gerçeği” sloganıyla hafızamda yer eden tarifi imkansız bir yer İstanbul Oyuncak Müzesi. Geçtiğimiz hafta içerisinde yapılan bir organizasyona katılma fırsatı buldum ve çok yoğun programım olmasına rağmen daveti geri çeviremezdim çünkü hem oyuncak müzesini ilk kez görme fırsatım vardı hem de Sunay Akın ile tanışma olanağım.

İstanbul Oyuncak Müzesi’ne gitmek isteyişimin belkide en önemli nedeni “oyuncak müzesi” algısını tam olarak oturtamamış olmamdı. “Küçüklüğümüzde oynadığımız oyuncaklar hepsi bir arada olsa ne kadar anlam ifade edebilirdi?”, “Dünyada 150’ye yakın oyuncak müzesi olması ve gelişmiş toplumların çok önem verdiği değer ne olabilirdi?”, “Sunay Akın’ın radyolarda üzerinde çok durduğu İstanbul Oyuncak Müzesine inancının sebebi ne olabilirdi?” gibi sorularla oradaydım.

Resize of MUZ 02
istanbul oyuncak müzesi

Oradaki oyuncaklar bildiğimiz oyuncaklardan çok ama çok daha fazla farklılar. Hepsinin ilk ve/veya tek olması gibi çok önemli değerleri var. 1930’lu yıllarda Almanya’da üretilen ve her anıyla savaşı anlatan oyuncak setinin tamamını orada görebilirsiniz ya da sinemayı yaratan oyuncak olan zootropu, Leonardo Da Vinci’nin ünlü tablosu Mona Lisa’nın 1954 yılında üretilen tek porselen oyuncağını veya Disneyland’ın efsanesi Mickey Mouse’un ilk oyuncağını ve yıllar içindeki gelişimi de görebilirsiniz. Sözün özü saydığım bir kaç oyuncak ve çok daha fazlasıyla tarihin izlerini oyuncaklarda hissedebilirsiniz. Tarih gözlerinizin önünden film şeridi gibi akıyor…

“Gelişmiş ülkelerde oyuncak, çocukların düşleri gelişsin, daha çok hayal kursun diye alınır. Geri kalmış ülkelerde ise oyuncak çocuklara oyalansın diye alınır.” sözü gelişmiş toplumların oyuncaklara ve oyuncak müzelerine verdiği değerin nedenini açıklamaya fazlasıyla yeter.

Sunay Akın’ın üzerine titrediği oyuncak müzesini ve içindeki değerleri kendi anlatımından dinledikten sonra acı bir gerçeği farkettim ki bizden öncesi, biz ve bizden sonrası hep bir kaç temel oyuncak ile uyutulmuşuz, günümüzün çocukları ise bizden daha da kötü durumda vakitlerini bilgisayar oyunlarına ve Play Station’a esir ediyorlar. Büyüdüklerinde ise hayal dünyalarının gelişmemişliği büyük bir engel teşkil ediyor. Oyuncaklar ile çocuklara geçmiş tarihi ve hayatı yaşatmalıyız, 20’li yaşlarında hayata atılınca sudan çıkmış balığa dönen gençleri çok daha önceden hayata hazırlamalıyız. Yine Sunay Akın’ın dile getirdiği bir söz ile yazımı tamamlıyorum “Hafızası güçlü olan toplumlarda demokrasi gelişir.”

SAM 2539
Sunay Akın ve İsmail Emrah Demirayak

Bütün fotoğraflar için tıklayınız.

doğancan için bir cevap yazın Cevabı iptal et

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

3 replies on “İstanbul’da Oyuncak Müzesi De Varmış!”

  • Eki 2, 2010 at 16:57

    İki yıldır İstanbul’da yaşamama rağmen hala gitme şansı bulamadım. En kısa zamanda gitmeyi düşünüyorum..

  • Ufuk Yasin Yurtbil
    Tem 10, 2011 at 18:38

    Oyuncak müzesi ziyaretimde Sunay Akın ile tanışamamıştım. Senin tanışabilmiş olmana sevindim. Oyuncak müzesinde fotoğraf çekmek yasaktır, senin bunu delmiş olmanı da esefle kınıyorum. 😀

  • İED
    Tem 11, 2011 at 11:19

    Sunay Akın süper adam 🙂

    Vallaha bir organizasyon dahilinde gittik, 50+ kişilik bir katılımcı sayısı vardı ve hemen herkes fotoğraf çekti. Kimse bir şey söylemedi yasak olduğu konusunda :O Söyleseler çektiklerimi paylaşmazdım 😀